İnsanın zihni doluyken yazamıyor. Onların bile durulması, gevşemesi, dinginleşmesi gerekiyor. Sevdiğin hayatı yaşayan sen değilmişsin gibi karalar bağlayan gene biz oluyoruz. Bu aslında kilolu insanla zayıf insan arasındaki fark olan zayıf insanlar mutlu, sakin, sabırlı, hayatı aslında çok da dert edinmeyen insanlardır sözünü doğrulatan ve fark etmemizi engelleyen bir davranış şekline sokuyor. Davranış şeklimi ruh halimi diye bir an durup düşündüğümde davranış şekli demeye karar verdim çünkü ruh hiçbir zaman dengesiz olmuyor.
O aslında tüm bilgeliğiyle onu fark etmemizi bekliyor. Kendine ettiğin eziyetin ne tarifi var ne de derecesi var. İçimdeki çocuğu üzdüm, ben bunları yaşarken aslında onun korkusunu onun kırılmışlığını umursamayıp hala ona kötü davranıyordum. Bir insan bebeğine nasıl bağıramaz üzmezse içi titrerse ve onu koruyup canı acıyacak diye bisiklete dahi bindirmez korkarsa aslında içimdeki o çocuğa da öyle davranmam gerekirken, ben hiç iyi davranmadım. Başkasına kızdım onu cezalandırdım beklentiye girdim, beklentimi alamadım onu cezalandırdım yedim yerimden kalkamaz oldum onu cezalandırdım. Aslında bunların hepsi gerçek istekler değildi ama ben bilmiyor görmüyordum. Neşelendim, sevindim onun yüzünde güllerin açılmasını sağladım ama ayağıma küçük bir çakıl taşı değdi sanki kaya düşmüş gibi gene onu cezalandırdım…
Nasıl bir çocuksa bana kin duymadı her sevincimde neşemde hep kucak açtı yanımdakini, içimdekini görmediğim zamanlarda üşüdü ağladı ama kırmadı kabuğunu çünkü gene bendim ona engel. Kilobekçisi dediğimde ilk aklıma gelenler bu küçük kız aslında saf ruhumuzdu bizim, ALLAH’ın yarattığı o sadece şükreden, doğal olanı seven ve onunla mutlu olan tevekkülü deneyimlemiş olayları sabır ve sükunetle karşılayabilen ruhumuzla tanıştıran ve onu anlatan geliyor.
Aslında sadece o küçük kıza bıraktığımda kendimi onu dinlediğimde ne mutsuz oluyor ne dengesiz oluyor ne de aceleci oluyordum ama ben ondan üstün olmalıydım, o ne biliyordu ki ben onca sey görmüş geçirmiş deneyimlemiş, bilmiş, ukala sabırsızdım ve ben aslında bir şey bilmediğimi, hayattan değil sadece ondan bir şeyleri öğreneceğimi kabul edemedim, göremedim. Her şeyin fazlasını isteyen bu çok bilmişliğim değil miydi? Oysa o küçük kız içimde ne kadar olgun bekliyordu. Aslında bazen düşünüyorum da Mevlana’nın,
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel
sözü aslında içimize dönüş için bir çağrı gibi geliyor her ne yaşarsan yaşa gene gel, orada bekliyor seni yaradanın mucizesi! Tüm besin dışı enerji dediklerimiz aslında o çocuğun besini ve hayat enerjisi değil mi, nedir bu bitmek bilmez hayat kavgası her şey çok basit ve bereketli zengin değil mi? İnatla bunu kısırlaştırma isteğimiz neden? Evet tüm bunları bugün daha iyi anlamamı fark etmemi sağlayan sen canım dostum Kilobekçim ve içimdeki küçük kız, hayat gerçekten çok güzel ve kolay bugün ne olduğumu bildiğim günün ilk günü… Ne stresten doğan insülin salgısı ne de gerginliğin verdiği o diğer yan etkiler hepsinin bir anda yok olduğu benim küçüldüğüm ama içimdeki kızın doğrulup kalktığı gün oldu bugün. Evreni içinde hissetmek nedir biliyor musunuz? Belki sizler çok önce deneyimlediniz bunu ama ben şimdi şu anda yaşıyorum. O kızın kalkışı birkaç damla gözyaşıyla oldu. Coşkusu, direnci sakinliği, sevgisi bir kez onunla gerçekten tanıştığınızda ondan vazgeçemiyorsunuz tıpkı ilk tanıştığımızda ve programımız bittiğinde KB’lerimizden kopmak istemediğimiz gibi… Bir ebeveyn gibi ruhumla tanışma yolunda beni adım adım hazırlayan kilobekçiği kavramını çok daha iyi anladığımı düşünüyorum. Kilobekçim bana bu yolda ayna olduğun için çok teşekkür ederim. Aklımı sakinleştirip kalbimi dinginleştirmeme yardımcı olmak, anlık mutlulukları görüp yaşayabilmeyi öğretmek, yolda giderken bir ağacı ve çiçeğini görüp koklamak için yavaşlamayı öğretmek, dokunmanın güzelliğini gösterme ve bir kedi mırıltısını dinleyecek kadar durabilmemi sağlatmak, dolu dizgin gitmek ve bir şeyleri kaçırmak değil de devamlı gidebilmenin önemli olduğunu göstermek… 5 yıl sonraki hayallerimi sorduğunda yazdığım hayalimden bir bölümü olan (Hayat enerjisini istekleri doğrultusunda yönlendirebilen, oluşan olumsuzluklara her şeye rağmen diyebilen gülümseyerek değiştirmeye çalışan değiştiremeyeceklerini ise olduğu gibi kabul eden biri olmak… Her koşulda sakin ve hayatın bana gülümsediği bir yaşam istiyorum) bu kısmı bana 4 ayda yaşamamı sağlattığın için çok teşekkür ederim. kilobekçim, sayende yoluma nasıl devam edeceğimi biliyorum öyle kusursuz bir rehberim var ki.
Işığının parlaklığını hayat enerjisinden alıyor, hayat enerjisini de sevgiden, sakinliğinden sabrından çoşku ve heyecanından alıyor artık onunla kavga değil bir olarak yaşamak günü. Hedefime giden yolda sınırların ne oldugunu gösteren ve bunu asmayı öğreten, şartların kusursuz olmasını beklemek yerine şimdiyle yapabilmeyi öğreten kilobekçim sana sonsuz teşekkür ediyorum. Derine çekilen bir nefesten daha güzel bir şey yok… Yüreğimi öpen meleğim, içime çektiğim nefesim, anlatamadığım yaşamaya ise doyamadığım bir duygu kilobekçiliği… 🙂
L.A
Açıklama:
Zayıflama sürecinde, kendimizi olumlu anlamda değiştireceğimiz ve zihnimize format atabileceğimiz, temiz hava ve yemyeşil güzelliklerle özümüzde olan gerçekleri keşfedeceğimiz en etkili yöntemlerden biri zayıflama kampı’dır. Siz hayatın bütün güzelliklerini yaşarken hedef odaklı GELİŞEREK DEĞİŞİM eğitimlerini alacağınız zayıflama kampı programı ile ruhen ve bedenen zayıflayacaksınız.
HK Performans zayıflama kampı çok farklı bir yerdir. Bu sistemde işkence çekmek yok! Dayatma ve yasaklar yok! Kendi potansiyelinizi keşfetmeyi öğrenirken içinizdeki ”MÜKEMMELİ” ortaya çıkarmak var. OBEZİTENİN kesin nedenlerini ve çözümlerini çok iyi bilen, 2006 yılından bu yana kalıcı ve sağlıklı zayıflama üzerine sayısız başarılara imza atan HK Performans zayıflama kampı ile herhangi bir zayıflama kampı kıyaslanamaz.
HK üyesi olmak UYANMAKTIR, FARKINDALIKTIR! HK üyesi olmak AYRICALIKTIR!
HK PERFORMANS EĞİTMENLERİ